
Oya
Kara lahana sarması

Malzemeleri:
- 2-3 demet kara lahana
- yarım kg patates
- 2 adet orta boy soğan
- 1,5 su bardağı bulgur(pilavlık)
- 1 tutam kadar maydanoz
- 1 çorba kaşığı salça
- içi için 2 çorba kaşığı sıvı yağ
- 1 çay bardağı kadar fırın mısırının unu(fırında piştikten sonra öğütülen un),tuz,pul biber
- üzerine doğramak için ayrı 1 adet soğan ve 1,5 çorba kaşığı salça
- Yapılışı:
- Öncelikle lahanaları ayıklayıp temizledikten sonra kaynamaya bıraktığımız suyumuz kaynayınca saplarını,yapraklarından ayırdığımız lahanaları suya atıyoruz.bir mütdet haşladıktan sonra soğuk su koyabileceğimiz bir kaba alıyoruz.aldıkdan sonra soğuk suyumuzu döküyoruz lahanaların üstüne onu öle bırakıyoruz.
- içi için
- patatesleri önceden haşlamış olursak daha iyi olur.haşlanmış patatesleri iyice eziyoruz
- 2 adet soğanımızı ince ince kesiyoruz.patatesin içine katıyoruz.
- Bulguru da yıkadıktan sonra patates ve soğanların içine ekliyoruz.
- maydanozları ince kıyıp,salça,tuz,un,yağ ve pulbiberide öteki karışıma katdıkdan sonra iyice birbirine yediriyoruz.
- haşlayıp soğuk suya koyduğumuz kara lahanaları sudan çıkartıp lahanaların büyüklüğüne göre 4 e 2 ye bölüp içlerine hazırladığımız içden biraz koyarak dışa çıkmayacak şekilde sarıyoruz
- sarma işlemi bittikden sonra tenceremizin üzerine 1 adet soğanı,salçasını,tuzunu ve yağını üzerine çıkmayacak kadar da su koyduktan sonra ocakta bişiriyoruz.piştikden sonra servise hazır.Afiyet olsun..
Şehriyeli patates

malzemeler
300 gr patates
yarım çay bardağı arpa şehriyre
1 adet orta boy soğan
1 kaşık domates salçası
tuz,yağ,(et yağıda kullanılabilir)
1litre su
yapılışı
1-salça, soğanlar incecik doğrandıktan sonra tencerede yağla biraz kavrulur.
2-patateslerde soyulup orta boyda doğrandıktan sonra kavrulan soğanların üzerine
boşaltılır.
3-çok hafif patatesle soğanı birbiriyle kavurduktan sonra üzerine kaynar suyu dökülür.
4-patates bir taşım kaynadıktan sonra kaynayan tenceremize arpa şeyriyemizide ekliyoruz.
5-şehriyeler ve patatesler yumuşayınca oçaktan alıp servis yapılır.afiyet olsun
Kocakarı gırtlağı

malzemeler:
* 2 yumurta
* 1 çay bardağı sıvı yağ
* 1 su bardağı süt
* 1 çorba kaşığı sirke
* 1 fiske tuz
* 4 su bardağı baklavalık un, elenmiş
açmak için ayrıyeten 2 su bardağı kadar un
* 200gr ceviz veya fındık, iri dövülmüş
1 litre sıvıyağ
* şerbet:
* 5 su bardağı toz şeker
* 4 su bardağı su
* 1 tatlı kaşığı limon suyu
Yapılışı
1. unun ortasını havuz gibi açıp yumurta, süt, sıvı yağ, sirke ve tuzu ekleyin. hepsini karıştırıp özlü bir hamur yoğurun.
2. hamurdan cevizden az iri şekilde parçalar koparıp beze yapın. üzerlerine nemli bir bez örterek bezeleri yarım saat dinlendirin.
3. bezeleri un serpilmiş zemine koyun. üzerlerine tekrar un serpin. her birini 25-30 cm büyüklüğünde açın. (o kadar büyük açamıyorsanız tatlı tabağı büyüklüğünde de açabilirsiniz).
4. içine ceviz veya fındık içinden yaptığımız çekilmiş içi serpin.
5. içini döktüğümüz açılmış hamurumuzu oklavaya kenarından başlayarak sarıyoruz.sonra elimizle büzüştürerek oklavadan çıkartıp uç kısımları dökülmeyecek şekilde ayarladıktan sonra 10-15 dakika önceden kızdırdığımız 1 litrelik yağ kabına
atarak pişiriyoruz.
7. kalan bezeleri de aynı şekilde açıp hazırlayarak yağda bişiriyoruz.(kızarana kadar)
8. kızarmış kıvırtmalar süzgeçle yağın içinden alınır.
9. bu arada şerbet için şekeri ve suyu 10 dakika kaynatın. ocaktan indirmeden hemen önce limon suyunu ekleyip ılınmasını sağlayın. kızgın yağdan çıkardığınız tatlılar ılınınca ufak parçalara ayırıp ılık haldeki şerbeti üzerlerine gezdirin. tatlılar şerbeti çekene kadar parçalara ayırıp koyduğunuz tepsinin üzeri kapalı halde bekletin.Afiyet olsun..
oda takımım
Oda takımı
Merulcan kavurması

Malzemeler
1 kg merulcan
2 baş pırasa
yarım mısır ekmeği
yağ,tuz falan işte
Yapilis Tarifi
Tencerenin içine ayıklanan merulcan konulur. Üzerine çıkacak kadar su konulur ve tencerenin kapağı kapatılarak haşlanır. Yumuşayana kadar haşlanır. Yumuşadıktan sonra tencere ocaktan alınır ve suyu süzülür. Soğuk su koyulup yıkanır. Sonra ince ince doğranır. Pırasa yağ ile kavrulur tuz eklenir. Pırasalar öldükten sonra (Allah rahmet eylesin) ince doğranmış merulcan içine ilave edilir. Bir müddet kavurduktan sonra ocak kapatılır. Mısır ekmeği doğranır. Afiyet olsun...
Hamsi tava
-
- malzeme:
1 kg iri hamsi , Mısır unu , Tuz , Zeytinyağı - Yapılışı:
- Hamsileri kafalarını kopararak, bıçak kullanmadan ve kılçıklarını çıkartmadan temizleyin. Bilahare bir kaba alın ve bol su ile kanları tamamı gidinceye kadar yıkayın.
- Hamsileri tuzlayıp bir tarafta 10-15 dakika dinlendirin. Tavada yağı iyice kızdırın.
- Hamsileri mısır ununa bulayın ve fazla unu atmak için hafifçe silkeleyip tavaya serbest bir şekilde ve azar azar dizin. Bir tarafı kızarmış balıkları maşa ile ters çevirip öbür taraflarını da kızartın.
- Sıcak servis yapın
29 ekim

Cumhuriyet, cumhuriyet, en güzel şey hürriyet
Nice zahmet, nice emek verdi sana bu millet!
Gazimin sen en büyük yadigarısın bana
Nice zahmet, nice emek verdi sana bu millet!
Dalgalansın her tarafta şanlı Türk'ün bayrağı
Korumaktır ve yüceltmek azmimiz bu toprağı!
Bu vatan hiç sensiz olmaz, ey güzel cumhuriyet
Milletim öyle demiştir ; ya ölüm, ya hürriyet!
İğne oyası
iğne oyası
İğne oyası

Yeşil kısım 6 zürafadan sonra uzantıları (bacak kısımlarını )yapılır(iğne oyasının tam olarak terimlerini bilmediğim için kendimce yorumluyorum )Her 6. zürafaya bacak kısımları yapılır.Beyaz iplikli olan kısım ise tekli bir uzantı yapılır sonradan yeşil uzantının üzerine 4 lü bir uzantı yaparak çiçekler oluşturulur.Bu örneğin sade halide var o tekli uzantısız hali direk yeşilin üzerine batıp yapılıyor. Ben bölesini yapmıştım
Revani

Malzemeler
- 4 adet yumurta
- 1 su bardağı yoğurt
- 1 su bardağı sıvı yağ
- 2 su bardağı un
- 1 su bardağı irmik
- 1 su bardağı toz şeker
- Kabartma tozu
- Limon kabğu rendesi
Şerbeti İçin
- 5 su bardağı su
- 4 su bardağı toz şeker
- Yarım limon suyu
Yapılışı
- Şerbetini kaynatın.
- Yumurtalarla toz şekeri iyice çırpın. Yoğurt , Sıvı yağ, irmik ve un katılır. En son kabartma tozu eklenerek karıştırılır.
- Tepsi yağlanarak çırpılan hamur dökülür. Üzeri iyice kızarana kadar pişirilir.
- İstenilen şekilde kesilerek yapılan şerbet ılık olarak hamurun üzerine dökülür.
Afiyet olsun
Modern Müslümanlık
Modern Müslüman'ın işi pratik
Evinde eşyası hep otomatik
Dokun parmağını bütün işler bitik
Bu rahatlık bizi bizden aldı Müslüman
Sadece mutluluk bu değil inan
Bu fetvayı nerden aldın Müslüman?
Sabah gezmesinde kahveler fallar
Çarsı pazarlarda aşındı yollar
Oğlum kızım diye yığıldı mallar
Hayatın gayesi bu değil inan
Bu fetvayı nerden aldın Müslüman?
Kimisi avamdan kimisi derviş
Gözleri sürmeli topuk bir karış
Modern Müslümanlar böyle giyermiş
İslam'ın özünde bu yoktur inan
Bu fetvayı nerden aldın Müslüman?
Üstünde pantolon kılarsın namaz
Ne olur sözümü dinlesen biraz
Rasulullah seni böyle tanımaz
Sünneti yaşamış olmazsın inan
Bu fetvayı nerden aldın Müslüman?
Zamanı çaldı dizi filmler
Rafları süsledi cilt cilt ilimler
Bizi görse kahrolurdu alimler
İslami yaşayış bu değil inan
Bu fetvayı nerden aldın Müslüman?
Süslenir püslenir gezer düğünde
Yeri baş köşedir paralı günde
ALLAH için nefes tüket bir günde
İslami yaşayış bu değil inan
Bu fetvayı nerden aldın Müslüman?
Bir de deriz Müslüman'ız hepimiz
Kötülük düşünmem, kalbimiz temiz
Namaz borcumuzdur elbet bir gün öderiz
Gerçek Müslümanlık bu değil inan
Bu fetvayı nerden aldın Müslüman?
Sen böyle değildin ne oldu sana
Kaygı duymuyorsun dininden yana
Sıyrıldın özünden döndün yabana
Gerçek hassasiyet bu değil inan
Bu fetvayı nerden aldın Müslüman?
Sormayın dertliyim bunlardan yana
Şanlı tarihine dönüp bir baksana
Üzülmez mi görse Fatıma ana
ALLAH seni konu yaptı Kurân'a
Nisa suresinde geçiyor inan
Neden açıp okumuyorsun Müslüman?
Eşarbı vakkodan alınmış bone
İnanması çok zor ALLAH'IM bu ne
Altında pantolon modaymış gene
Giyinmek manası örtünmek inan
Bu fetvayı kimden aldın Müslüman?
Kısa pardösüler dizden yukarı
Renk renk başörtüler kırmızı sarı
Yüz metre öteden parlar jakarı
İslami kıyafet bu değil inan
Bu fetvayı kimden aldın Müslüman?
Daracık pardösü yırtmaç yarısı
Tamamen ortada vücut yarısı
Başları döndürür parfüm kokusu
İnsanın ziyneti hayadır inan
Bu fetvayı kimden aldın Müslüman?
Ten rengi çoraplar görmez setreni
Modada geçecek alman Ketreni
Eli kolu kuyumcu vitrini
İslami yaşayış bu değil inan
Bu fetvayı nerden aldın Müslüman?
Moda diye bizi soydular
Örtümüzü alıp bir kenara koydular
Bizi öyle görüp sevinç duydular
Bizim dinimizde bu yoktur inan
Bu fetvayı nerden aldın Müslüman
SANAL AŞK
Sanal aşk dedikleri
Ne ismi, ne adresi belli
İş, okul, sorma sakın mesleğini
Kesinkes üniversiteli
Atar bir isim, der ismim Ali
Yaşını da doğru sözlemez ki
Yirmi beşindedir her dem, olsa da elli
Acaba bekar mıdır, evli mi
Bekarım diyecek tabi ki
Olsa da torun sahibi
Dostça başlar herşey önceleri, sizli bizli
Başbaşa kalınca kaçınılmaz sevda sözleri
Canısı, aşkısı,göz görmez başka kimseleri
Aşık olursun sözlerine, o birtanesi
En güzelidir şaşı da olsa gözleri
Belki de kaba saba biri, bilemezsin ki
Görmek istersin şeklini, şemalini
Gönderir katalogtan bir mankenin resmini
Ateş düşer yüreğe bir kere, neylemeli
O'da sever ALLAH için, dört eder iki kere iki
Gün gelir kesilir ses soluk, acaba nerdedir ki
Her gece yanındayken, yoktur artık eseri
O şimdi, yepyeni nik'li
Tümüyle değiştirmiş kimliğini
Sen günlerce bekle gelir belki
Uğrar arada sana da canı istedimi
Atar bir sürü geçersiz bahaneleri
Bilirsin, yalandır her kelimesi
Yine anlatır bir sürü aşk hikayeleri
Seninleyken bile başka masada aklı fikri
Ya mesaj yazar ya, açmıştır msn'i
Sakın ha sakın sitem etmemeli
Anında vurur en iğneli sözleri
Ah sanal alem ah, sana ne demeli
Seninle yaşanıyor aşk'ların en güzeli
Acılar senden gelir bal kaymak misali
Her tatlı söz bozduruyor tüm tövbeleri
Kimin eli kimin cebinde belli değil ki
Bu gün sen, yarın gelecek başka birileri
Senin de ondan farkın ne ki
Aşk böyle değildi, kim icat etti ekranda sevmeleri
Ah sanal alem ah, sana ne demeli
Kabul eyle sitemlerimizi.
TAVSİYELER
2_yağcılık yapmayınız. eğer böle yaparsanız ,hem kendi şahsiyetinizi düşürmüş,hem de muhatabınızı aldatmış olursunuz.
3_Dostlarınızın hatalarını münasip bir üslupla yüzüne,iyiliklerini ve güzelliklerini de arkalarından söylemeye gayret ediniz.Tersini yapan dostuna kötülük etmiş olur. teşvik ve takdir için olcaksa başka.
4_devamlı abdestli olunuz. sizi birgün altında misafir edecek toprağa abdestsiz basmayınız.
5_iyi bir dinleyici olmak için kendinizi yetiştiriniz.pek çok kişi sizi işitir fakat pek az kişi sizi dinler.
6_tenkid edildiğinizde eleştirileri memnuniyetle kabul edin.
7_başarı için önce ne istediğinize karar verip bunu gerçekleştirmek için yeterli bir süre azimle çalışmalıyız.
8_yaşamınızdaki öncelikleri iyi tesbit edin.
9_Devamlı tebessüm edin,bu aynı zamanda sadakadır.
10_Her söylediğiniz doğru olsun ama her doğruyu her yerde söylemeyin.Söylediğiniz söz doğru,söylediğiniz zaman ve şartlar yanlış olabilir.
11_İnsanlarla gereksiz münakaşaya girmeyiniz.
12_Çevrenizdekilere samimiyetle ilgi gösterin.
13_Kendinizi maddi olarak sizden daha zor durumda olanlarla,ahlaki olarakta sizden daha iyi durumda olanlarla kıyas ediniz.
14_Üzüntülerinizi yenmek için dua etme alışkanlığınızı geliştirin.Unutmayın dua mü'minin en önemli silahıdır.
15_Ahmakla arkadaşlık yapma.Çünkü sana menfaat vereyim derken zarar verir.
16_Yalancı ile arkadaşlık yapma.Çünkü sen daima aldanabilirsin.O serap gibidir.Uzağı sana yaklaştırır,yakını uzaklaştırır.
ÖĞÜT
Yavrum! Şimdi sana kırk yıllık evliliğimin tecrübelerine dayanarak bazı nasihatlerde bulunacağım.Bu nasihatlerime uyarsan dünyada mutlu bir ömür geçirdiğin gibi,âhirette de ebedi saâdete ulaşırsın.
1_Kanatkâr ol!Yani, kocan tarafından getirilen yiyecek ve giyecek herşeyi memnuniyetle kabul et! Çünkü ,kanaat,kalbi huzura kavuşturur.
2-Söylenenleri daima iyi dinle ve kocanın meşru emirlerine itaat et!
3-Evin ve herşeyin her zaman, temiz muntazam ve düzenli olsun!
4-Eşinin yemeksaati ile uyku saatine dikkat etmelisin! Açlık insanı huysuz eder, uykusuzluk ise öfkelendirir.
5-Evinin mallarını ve eşyalarını iyi koru! Yaptığın işleri iyilikleri başa kakma! Yİliğe karşı iyilik çabuk unutulur, fakat kötülüğe karşı yapılan iyilik unutulmaz.
6-Eşinin yakınlarına özel muamelede bulun! Kocanın hatalarını yalnızken yumuşak bi şekilde söyle.
7-Kocanın sırlarını hiçkimseye söyleme! Karıkoca arasındaki sırlar kabre beraber gömülmelidir.
8-Eşinin üzüntüsünü ve neşesini paylaş! Ona her yönüyle iyi bir hayat arkadaşı ol! Yalan, yuvayı içten içe yıkan bir kurttur.
9-Aranızdaki problemleri kendiniz halledin! Sakın bunları, bize ve başkasına taşıma! Kimseden medet umma!
10-Kocandan almakta zorlanacağın gücünün yetmeyeceği şeyleri isteme!
11-Kadının güzel huylusu eşine cennet nimetidir. Sen kocana cennet nimeti ol! Azap çektirme!
Bir bebeğin yarım kalan günlüğü
Bir elma çekirdeğinden bile küçüğüm. Ama ne de olsa, ben benim. Varım ya! Bu bana yetiyor. Henüz bedenim belli belirsiz, yüzüm yok ama, varlığımı ve benliğimi hissedebiliyorum. Bir kız olacağım ve baharda çiçekleri seveceğim.
19 Ekim: Biraz büyüdüm. Kımıldamam mümkün değil. Annem henüz farkında değil ama onun kanıyla besleniyorum. Kalbini dolaşıp gelen sımsıcak kan bana geliyor. Beni sevecek bir kalbin kıpırtılarını şimdiden hissediyorum. Annem beni çok sevecek. Annem için güzel bir sürpriz olacağım.
23 Ekim: Hiç göremediğim bir el ağzımı biçimlendirmeye başladı. Dudaklarımda onun dokunuşunu hissediyorum. Bu "el"in dokunduğu yerler dudağım damağım oluyor. Düşünün bir yıl sonra bu elin dokunduğu yerde tebessümler açacak, güleceğim. Dudağımdan ve dilimden sözler dökülecek. Herhalde önce "Anne!" diyeceğim. Anne duyuyor musun beni? Seninle konuşacağım. Sana güleceğim. Kimilerine göre hâlâ daha var değilmişim… Nasıl olur? Varım ve gülücükler sunacak dudaklarım da olmak üzere ya… Hem sonra bir ekmek kırıntısı ne kadar küçük olursa olsun yine ekmektir. öyle değil mi anneciğim? Ah bir konuşabilsem!
27 Ekim: Bugün pek mutluyum. içimde tatlı bir kıpırtı başladı. Artık bir kalbim var. Kalbim atmaya başladı. Hayatım boyunca böyle atıp duracak. Sevgilerle dolduracağım kalbimi. Tıpkı anneminki gibi... Annem bedeninde iki kalbin birden atmaya başladığını bilseydi ne kadar sevinirdi! Duyuyor musun anne?
2 Kasım: Her gün biraz daha büyüyorum. Kollarım ve bacaklarım da biçimlenmeye başladı. Hele bir büyüsün kollarım bak nasıl kucaklayacağım seni anneciğim. şu ayaklarım da tamamlansın da, beraber çiçekli bahçemizde yürürüz. Belki birlikte okula gideriz.
12 Kasım: Ah evet… Bunlar, bunlar ne kadar sevimli ve küçük şeyler. Aman Allah'ım parmaklarım da çıkmaya başladı. Bunlarla çiçek toplayacağım, annemin elini tutacağım, kalem tutacağım. Belki de güzel bir şiir yazacağım. Anneciğim, orada mısın? Ellerimi ellerinin arasına koymak için sabırsızlanıyorum.
20 Kasım: Oh, nihayet.. Annem doktora gitti. Burada olduğumu öğrendi.. Yaşasın! Doktor teyze özel bir cihazla gördü beni. Ultrason diyorlarmış. Resmimi bile çekti. Sevinmiyor musun anneciğim? Seneye kalmaz kollarının arasında olacağım…
25 Kasım: Artık babam da burada olduğumu biliyor. Fakat henüz kız olduğumun farkında değiller. Onlara sürpriz yapacağım..
10 Aralık: Bugün yüzüm tamamlandı. Artık iki güzel gözüm, bir küçük burnum, dudaklarım ve yanağım var… Anneme benziyorum galiba…
13 Aralık: Artık çevreme bakabiliyorum. Etrafım çok karanlık ama olsun. Yine de mutluyum. Yaşıyorum ve varım. Kısa bir süre sonra gün ışığını görebileceğim, renkleri ve çiçekleri tanıyacağım. Rüyamda gördüm. Dünyada gökkuşağı diye bir şey varmış.. Onu çok merak ediyorum.. Anneciğim, babacığım sizin yüzünüzü de göreceğim. Tanışacağız…. Mutlu olacağız. Gülüşeceğiz..
24 Aralık: Kulaklarım daha iyi duyuyor artık. Anneciğim, senin kalbinin seslerini duyuyorum. Benim kalbimin atışlarını da sen duyabiliyor musun? Hatta sesini bile tanıyabiliyorum. Sesin ne kadar tatlı… Hiç duymadığım bir şey bu… Güzel ve sağlıklı bir kız olacağım. Kollarında uyuyacağım, yüzüne bakacağım, o tatlı sesini dinleyeceğim. Benim için ninni de söyleyecek misin anneciğim? Sen de beni özlüyorsundur mutlaka… Beni koklayacaksın.. çok seveceksin, değil mi?
28 Aralık: Anne burada bir şeyler oluyor. Doktor abla neden mutsuz bakıyor böyle... Sen acı çekiyor gibisin. Kalp seslerin değişti... Sustun. Benimle niye konuşmuyorsun anne? Anne… Anne… Anneciğim… Yüzümde soğuk bir şey hissediyorum. Anne, yüzümü parçalıyorlar... Anne bir şeyler yap… Anne… Kolumu çekiyorlar anne… Canım yanıyor anne... Anne… Ayaklarımı parçalıyor bu şey anne... Beni sana bağlayan damarı kopardılar anne… Anne kalbimi parçalıyorlar… Anneciğim… Anne… Anne… An…
İNSANLIĞIN ESERİ BEN
Bir kez olsun sormadınız fikrimi
Yeri geldi dilde sakız oldum,
Yeri geldi ayaklar altına kondum.
Sizler atla giderken daha,
Ben emeklemeyi bile bilmiyordum.
Sizler içerken evinizden suyu,
Ben taş aralıklarından su dolduruyordum.
Yeri geldi kupkuru taş gibi yatakta yatdım.
Yeri geldi ayakkabısız yollarda yürüdüm.
Yediniz yemediklerimden,düşünmeden.
Tıka basa doydunuz,
Yinede vermediniz artık yemeklerden.
Şimdi büyüdüm,işte öle büyüdüm.
Sizin gibileri görünce hemen suçlu gibi süzüldüm.
Gurur duyun insanlığınızdan,
Orda boynu bükük yatan insanlığınızın aynasından,
GURUR DUYUN.

“Allah’ım Beni Kendinle Meşgul Eyle” Hz. Rabia
Hazret-i Râbia, çok oruç tutardı. Bir defâsında bir hafta hiç yiyecek bulamadı. Sekizinci gece açlığı iyice şiddetlendi. Nefsine eziyet ettiğini düşünürken birisi kapıyı çaldı. Bir tabak yemek getirdi, o da yemeği alıp, yere koydu. Mum getirmeğe gitti, gelince bir kedinin yemeğini dökmüş olduğunu gördü. Su bardağını almaya gitti. Mum söndü. Su içmek isterken bardak düşüp kırıldı.
O da;
“Yâ Rabbî! Bu zavallı kulunu imtihan ediyorsun, fakat âcizliğimden sabredemiyorum.” diyerek bir âh çekti. Bu âhtan neredeyse ev yanacaktı.
Bir ses duyuldu:
“Ey Râbia, istersen dünyâ nîmetlerini üstüne saçayım. İstersen, üzerindeki dert ve belâları kaldırayım. Fakat bu dertler, belâlar ile dünyâ bir arada bulunmaz.”
Bu sözü işitince;
“Yâ Rabbî! Beni kendinle meşgûl eyle ve senden alıkoyacak işlere bulaştırma.” diye duâ etti.
Bundan sonra dünyâ zevklerinden öyle kesildi ki; kıldığı namazı;
“Bu benim son namazımdır.” diye huşû ile kılar, hep Allahü teâlâ ile meşgûl olurdu. Hattâ birisi gelip kendisini Allahü teâlâ ile meşgûliyetten alıkoyar korkusuyla;
“Yâ Rabbî! Beni kendinle meşgûl eyle de, kimse senden alıkoymasın.” diye duâ ederdi.
