Merulcan kavurması




Malzemeler
1 kg merulcan
2 baş pırasa
yarım mısır ekmeği
yağ,tuz falan işte
Yapilis Tarifi
Tencerenin içine ayıklanan merulcan konulur. Üzerine çıkacak kadar su konulur ve tencerenin kapağı kapatılarak haşlanır. Yumuşayana kadar haşlanır. Yumuşadıktan sonra tencere ocaktan alınır ve suyu süzülür. Soğuk su koyulup yıkanır. Sonra ince ince doğranır. Pırasa yağ ile kavrulur tuz eklenir. Pırasalar öldükten sonra (Allah rahmet eylesin) ince doğranmış merulcan içine ilave edilir. Bir müddet kavurduktan sonra ocak kapatılır. Mısır ekmeği doğranır. Afiyet olsun...

Hamsi tava

hamsi1_filigran
malzeme:
1 kg iri hamsi , Mısır unu , Tuz , Zeytinyağı
Yapılışı:
Hamsileri kafalarını kopararak, bıçak kullanmadan ve kılçıklarını çıkartmadan temizleyin. Bilahare bir kaba alın ve bol su ile kanları tamamı gidinceye kadar yıkayın.
Hamsileri tuzlayıp bir tarafta 10-15 dakika dinlendirin. Tavada yağı iyice kızdırın.
Hamsileri mısır ununa bulayın ve fazla unu atmak için hafifçe silkeleyip tavaya serbest bir şekilde ve azar azar dizin. Bir tarafı kızarmış balıkları maşa ile ters çevirip öbür taraflarını da kızartın.
Sıcak servis yapın


29 ekim

CUMHURİYET MARŞI

Cumhuriyet, cumhuriyet, en güzel şey hürriyet
Nice zahmet, nice emek verdi sana bu millet!
Gazimin sen en büyük yadigarısın bana
Nice zahmet, nice emek verdi sana bu millet!

Dalgalansın her tarafta şanlı Türk'ün bayrağı
Korumaktır ve yüceltmek azmimiz bu toprağı!
Bu vatan hiç sensiz olmaz, ey güzel cumhuriyet
Milletim öyle demiştir ; ya ölüm, ya hürriyet!

İğne oyası

resim-006_filigran

iğne oyası

resim-016_filigran

İğne oyası

resim-005_filigran

Yeşil kısım 6 zürafadan sonra uzantıları (bacak kısımlarını )yapılır(iğne oyasının tam olarak terimlerini bilmediğim için kendimce yorumluyorum )Her 6. zürafaya bacak kısımları yapılır.Beyaz iplikli olan kısım ise tekli bir uzantı yapılır sonradan yeşil uzantının üzerine 4 lü bir uzantı yaparak çiçekler oluşturulur.Bu örneğin sade halide var o tekli uzantısız hali direk yeşilin üzerine batıp yapılıyor. Ben bölesini yapmıştım

Revani



Malzemeler

  • 4 adet yumurta

  • 1 su bardağı yoğurt

  • 1 su bardağı sıvı yağ

  • 2 su bardağı un

  • 1 su bardağı irmik

  • 1 su bardağı toz şeker

  • Kabartma tozu

  • Limon kabğu rendesi


Şerbeti İçin

  • 5 su bardağı su

  • 4 su bardağı toz şeker

  • Yarım limon suyu


Yapılışı

  1. Şerbetini kaynatın.

  2. Yumurtalarla toz şekeri iyice çırpın. Yoğurt , Sıvı yağ, irmik ve un katılır. En son kabartma tozu eklenerek karıştırılır.

  3. Tepsi yağlanarak çırpılan hamur dökülür. Üzeri iyice kızarana kadar pişirilir.

  4. İstenilen şekilde kesilerek yapılan şerbet ılık olarak hamurun üzerine dökülür.


Afiyet olsun

Modern Müslümanlık

Modern Müslüman'ın işi pratik
Evinde eşyası hep otomatik
Dokun parmağını bütün işler bitik
Bu rahatlık bizi bizden aldı Müslüman
Sadece mutluluk bu değil inan
Bu fetvayı nerden aldın Müslüman?

Sabah gezmesinde kahveler fallar
Çarsı pazarlarda aşındı yollar
Oğlum kızım diye yığıldı mallar
Hayatın gayesi bu değil inan
Bu fetvayı nerden aldın Müslüman?

Kimisi avamdan kimisi derviş
Gözleri sürmeli topuk bir karış
Modern Müslümanlar böyle giyermiş
İslam'ın özünde bu yoktur inan
Bu fetvayı nerden aldın Müslüman?

Üstünde pantolon kılarsın namaz
Ne olur sözümü dinlesen biraz
Rasulullah seni böyle tanımaz
Sünneti yaşamış olmazsın inan
Bu fetvayı nerden aldın Müslüman?

Zamanı çaldı dizi filmler
Rafları süsledi cilt cilt ilimler
Bizi görse kahrolurdu alimler
İslami yaşayış bu değil inan
Bu fetvayı nerden aldın Müslüman?

Süslenir püslenir gezer düğünde
Yeri baş köşedir paralı günde
ALLAH için nefes tüket bir günde
İslami yaşayış bu değil inan
Bu fetvayı nerden aldın Müslüman?

Bir de deriz Müslüman'ız hepimiz
Kötülük düşünmem, kalbimiz temiz
Namaz borcumuzdur elbet bir gün öderiz
Gerçek Müslümanlık bu değil inan
Bu fetvayı nerden aldın Müslüman?

Sen böyle değildin ne oldu sana
Kaygı duymuyorsun dininden yana
Sıyrıldın özünden döndün yabana
Gerçek hassasiyet bu değil inan
Bu fetvayı nerden aldın Müslüman?

Sormayın dertliyim bunlardan yana
Şanlı tarihine dönüp bir baksana
Üzülmez mi görse Fatıma ana
ALLAH seni konu yaptı Kurân'a
Nisa suresinde geçiyor inan
Neden açıp okumuyorsun Müslüman?




Eşarbı vakkodan alınmış bone
İnanması çok zor ALLAH'IM bu ne
Altında pantolon modaymış gene
Giyinmek manası örtünmek inan
Bu fetvayı kimden aldın Müslüman?

Kısa pardösüler dizden yukarı
Renk renk başörtüler kırmızı sarı
Yüz metre öteden parlar jakarı
İslami kıyafet bu değil inan
Bu fetvayı kimden aldın Müslüman?

Daracık pardösü yırtmaç yarısı
Tamamen ortada vücut yarısı
Başları döndürür parfüm kokusu
İnsanın ziyneti hayadır inan
Bu fetvayı kimden aldın Müslüman?

Ten rengi çoraplar görmez setreni
Modada geçecek alman Ketreni
Eli kolu kuyumcu vitrini
İslami yaşayış bu değil inan
Bu fetvayı nerden aldın Müslüman?

Moda diye bizi soydular
Örtümüzü alıp bir kenara koydular
Bizi öyle görüp sevinç duydular
Bizim dinimizde bu yoktur inan
Bu fetvayı nerden aldın Müslüman

SANAL AŞK

Sanal aşk dedikleri
Ne ismi, ne adresi belli
İş, okul, sorma sakın mesleğini
Kesinkes üniversiteli

Atar bir isim, der ismim Ali
Yaşını da doğru sözlemez ki
Yirmi beşindedir her dem, olsa da elli
Acaba bekar mıdır, evli mi
Bekarım diyecek tabi ki
Olsa da torun sahibi

Dostça başlar herşey önceleri, sizli bizli
Başbaşa kalınca kaçınılmaz sevda sözleri
Canısı, aşkısı,göz görmez başka kimseleri
Aşık olursun sözlerine, o birtanesi
En güzelidir şaşı da olsa gözleri

Belki de kaba saba biri, bilemezsin ki
Görmek istersin şeklini, şemalini
Gönderir katalogtan bir mankenin resmini
Ateş düşer yüreğe bir kere, neylemeli

O'da sever ALLAH için, dört eder iki kere iki
Gün gelir kesilir ses soluk, acaba nerdedir ki
Her gece yanındayken, yoktur artık eseri
O şimdi, yepyeni nik'li

Tümüyle değiştirmiş kimliğini
Sen günlerce bekle gelir belki
Uğrar arada sana da canı istedimi
Atar bir sürü geçersiz bahaneleri

Bilirsin, yalandır her kelimesi
Yine anlatır bir sürü aşk hikayeleri
Seninleyken bile başka masada aklı fikri
Ya mesaj yazar ya, açmıştır msn'i

Sakın ha sakın sitem etmemeli
Anında vurur en iğneli sözleri
Ah sanal alem ah, sana ne demeli
Seninle yaşanıyor aşk'ların en güzeli

Acılar senden gelir bal kaymak misali
Her tatlı söz bozduruyor tüm tövbeleri
Kimin eli kimin cebinde belli değil ki
Bu gün sen, yarın gelecek başka birileri
Senin de ondan farkın ne ki

Aşk böyle değildi, kim icat etti ekranda sevmeleri
Ah sanal alem ah, sana ne demeli
Kabul eyle sitemlerimizi.

TAVSİYELER

1_İyilikleri ve güzellikleri almak ve vermek için etken ve edilen olunuz.Kusurlarınızı ve hatalarınızı  başkalarına bulaştırmayınız.Dostlarınızın hüznünü ve sevincini paylaşınız.

2_yağcılık yapmayınız. eğer böle yaparsanız ,hem kendi şahsiyetinizi düşürmüş,hem de muhatabınızı aldatmış olursunuz.

3_Dostlarınızın hatalarını münasip  bir üslupla yüzüne,iyiliklerini ve güzelliklerini de arkalarından  söylemeye gayret ediniz.Tersini yapan dostuna  kötülük etmiş olur. teşvik ve takdir için olcaksa başka.

4_devamlı abdestli olunuz. sizi birgün altında misafir edecek toprağa abdestsiz basmayınız.

5_iyi bir dinleyici olmak için kendinizi yetiştiriniz.pek çok kişi sizi işitir fakat pek az kişi sizi dinler.

6_tenkid edildiğinizde eleştirileri memnuniyetle kabul edin.

7_başarı için önce ne istediğinize karar verip bunu gerçekleştirmek için yeterli bir süre azimle çalışmalıyız.

8_yaşamınızdaki öncelikleri iyi tesbit edin.

9_Devamlı tebessüm edin,bu aynı zamanda sadakadır.

10_Her söylediğiniz doğru olsun ama her doğruyu her yerde söylemeyin.Söylediğiniz  söz doğru,söylediğiniz zaman  ve şartlar yanlış olabilir.

11_İnsanlarla gereksiz münakaşaya girmeyiniz.

12_Çevrenizdekilere samimiyetle ilgi gösterin.

13_Kendinizi maddi olarak sizden daha zor durumda olanlarla,ahlaki olarakta sizden daha iyi durumda olanlarla kıyas ediniz.

14_Üzüntülerinizi yenmek için dua etme alışkanlığınızı geliştirin.Unutmayın dua mü'minin en önemli silahıdır.

15_Ahmakla arkadaşlık yapma.Çünkü sana menfaat vereyim derken zarar verir.

16_Yalancı ile arkadaşlık yapma.Çünkü sen daima aldanabilirsin.O serap gibidir.Uzağı sana yaklaştırır,yakını uzaklaştırır.

ÖĞÜT

Bir Anneden Kızına Mektup

Yavrum! Şimdi sana kırk yıllık evliliğimin tecrübelerine dayanarak bazı nasihatlerde bulunacağım.Bu nasihatlerime uyarsan dünyada mutlu bir ömür geçirdiğin gibi,âhirette de ebedi saâdete ulaşırsın.

1_Kanatkâr ol!Yani, kocan tarafından getirilen yiyecek ve giyecek herşeyi memnuniyetle kabul et! Çünkü ,kanaat,kalbi huzura kavuşturur.

2-Söylenenleri daima iyi dinle ve kocanın meşru emirlerine itaat et!

3-Evin ve herşeyin her zaman, temiz muntazam ve düzenli olsun!

4-Eşinin yemeksaati ile uyku saatine dikkat etmelisin! Açlık insanı huysuz eder, uykusuzluk ise öfkelendirir.

5-Evinin mallarını ve eşyalarını iyi koru! Yaptığın işleri iyilikleri başa kakma! Yİliğe karşı iyilik çabuk unutulur, fakat kötülüğe karşı yapılan iyilik unutulmaz.

6-Eşinin yakınlarına özel muamelede bulun! Kocanın hatalarını yalnızken yumuşak bi şekilde söyle.

7-Kocanın sırlarını hiçkimseye söyleme! Karıkoca arasındaki sırlar kabre beraber gömülmelidir.

8-Eşinin üzüntüsünü ve neşesini paylaş! Ona her yönüyle iyi bir hayat arkadaşı ol! Yalan, yuvayı içten içe yıkan bir kurttur.

9-Aranızdaki problemleri kendiniz halledin! Sakın bunları, bize ve başkasına taşıma! Kimseden medet umma!

10-Kocandan almakta zorlanacağın gücünün yetmeyeceği şeyleri isteme!

11-Kadının güzel huylusu eşine cennet nimetidir. Sen kocana cennet nimeti ol! Azap çektirme!

Bir bebeğin yarım kalan günlüğü

5 Ekim: Bugün var edildim. Buradayım. Varım. Müthiş bir duygu bu. Var olduğumu henüz annem ve babam bilmiyor.

Bir elma çekirdeğinden bile küçüğüm. Ama ne de olsa, ben benim. Varım ya! Bu bana yetiyor. Henüz bedenim belli belirsiz, yüzüm yok ama, varlığımı ve benliğimi hissedebiliyorum. Bir kız olacağım ve baharda çiçekleri seveceğim.

19 Ekim: Biraz büyüdüm. Kımıldamam mümkün değil. Annem henüz farkında değil ama onun kanıyla besleniyorum. Kalbini dolaşıp gelen sımsıcak kan bana geliyor. Beni sevecek bir kalbin kıpırtılarını şimdiden hissediyorum. Annem beni çok sevecek. Annem için güzel bir sürpriz olacağım.

23 Ekim: Hiç göremediğim bir el ağzımı biçimlendirmeye başladı. Dudaklarımda onun dokunuşunu hissediyorum. Bu "el"in dokunduğu yerler dudağım damağım oluyor. Düşünün bir yıl sonra bu elin dokunduğu yerde tebessümler açacak, güleceğim. Dudağımdan ve dilimden sözler dökülecek. Herhalde önce "Anne!" diyeceğim. Anne duyuyor musun beni? Seninle konuşacağım. Sana güleceğim. Kimilerine göre hâlâ daha var değilmişim… Nasıl olur? Varım ve gülücükler sunacak dudaklarım da olmak üzere ya… Hem sonra bir ekmek kırıntısı ne kadar küçük olursa olsun yine ekmektir. öyle değil mi anneciğim? Ah bir konuşabilsem!

27 Ekim: Bugün pek mutluyum. içimde tatlı bir kıpırtı başladı. Artık bir kalbim var. Kalbim atmaya başladı. Hayatım boyunca böyle atıp duracak. Sevgilerle dolduracağım kalbimi. Tıpkı anneminki gibi... Annem bedeninde iki kalbin birden atmaya başladığını bilseydi ne kadar sevinirdi! Duyuyor musun anne?

2 Kasım: Her gün biraz daha büyüyorum. Kollarım ve bacaklarım da biçimlenmeye başladı. Hele bir büyüsün kollarım bak nasıl kucaklayacağım seni anneciğim. şu ayaklarım da tamamlansın da, beraber çiçekli bahçemizde yürürüz. Belki birlikte okula gideriz.

12 Kasım: Ah evet… Bunlar, bunlar ne kadar sevimli ve küçük şeyler. Aman Allah'ım parmaklarım da çıkmaya başladı. Bunlarla çiçek toplayacağım, annemin elini tutacağım, kalem tutacağım. Belki de güzel bir şiir yazacağım. Anneciğim, orada mısın? Ellerimi ellerinin arasına koymak için sabırsızlanıyorum.

20 Kasım: Oh, nihayet.. Annem doktora gitti. Burada olduğumu öğrendi.. Yaşasın! Doktor teyze özel bir cihazla gördü beni. Ultrason diyorlarmış. Resmimi bile çekti. Sevinmiyor musun anneciğim? Seneye kalmaz kollarının arasında olacağım…

 

25 Kasım: Artık babam da burada olduğumu biliyor. Fakat henüz kız olduğumun farkında değiller. Onlara sürpriz yapacağım..

10 Aralık: Bugün yüzüm tamamlandı. Artık iki güzel gözüm, bir küçük burnum, dudaklarım ve yanağım var… Anneme benziyorum galiba…

13 Aralık: Artık çevreme bakabiliyorum. Etrafım çok karanlık ama olsun. Yine de mutluyum. Yaşıyorum ve varım. Kısa bir süre sonra gün ışığını görebileceğim, renkleri ve çiçekleri tanıyacağım. Rüyamda gördüm. Dünyada gökkuşağı diye bir şey varmış.. Onu çok merak ediyorum.. Anneciğim, babacığım sizin yüzünüzü de göreceğim. Tanışacağız…. Mutlu olacağız. Gülüşeceğiz..

24 Aralık: Kulaklarım daha iyi duyuyor artık. Anneciğim, senin kalbinin seslerini duyuyorum. Benim kalbimin atışlarını da sen duyabiliyor musun? Hatta sesini bile tanıyabiliyorum. Sesin ne kadar tatlı… Hiç duymadığım bir şey bu… Güzel ve sağlıklı bir kız olacağım. Kollarında uyuyacağım, yüzüne bakacağım, o tatlı sesini dinleyeceğim. Benim için ninni de söyleyecek misin anneciğim? Sen de beni özlüyorsundur mutlaka… Beni koklayacaksın.. çok seveceksin, değil mi?

28 Aralık: Anne burada bir şeyler oluyor. Doktor abla neden mutsuz bakıyor böyle... Sen acı çekiyor gibisin. Kalp seslerin değişti... Sustun. Benimle niye konuşmuyorsun anne? Anne… Anne… Anneciğim… Yüzümde soğuk bir şey hissediyorum. Anne, yüzümü parçalıyorlar... Anne bir şeyler yap… Anne… Kolumu çekiyorlar anne… Canım yanıyor anne... Anne… Ayaklarımı parçalıyor bu şey anne... Beni sana bağlayan damarı kopardılar anne… Anne kalbimi parçalıyorlar… Anneciğim… Anne… Anne… An…

İNSANLIĞIN ESERİ BEN

Çok şey söylediniz,konuştunuz

Bir kez olsun sormadınız fikrimi

Yeri geldi dilde sakız oldum,

Yeri geldi ayaklar altına kondum.

Sizler atla giderken daha,

Ben emeklemeyi bile bilmiyordum.

Sizler içerken evinizden suyu,

Ben taş aralıklarından su dolduruyordum.

Yeri geldi kupkuru taş gibi yatakta yatdım.

Yeri geldi ayakkabısız  yollarda yürüdüm.

Yediniz yemediklerimden,düşünmeden.

Tıka basa doydunuz,

Yinede vermediniz artık yemeklerden.

Şimdi büyüdüm,işte öle büyüdüm.

Sizin gibileri görünce hemen suçlu gibi süzüldüm.

Gurur duyun insanlığınızdan,

Orda boynu bükük yatan insanlığınızın aynasından,

GURUR DUYUN.

“Allah’ım Beni Kendinle Meşgul Eyle” Hz. Rabia



Hazret-i Râbia, çok oruç tutardı. Bir defâsında bir hafta hiç yiyecek bulamadı. Sekizinci gece açlığı iyice şiddetlendi. Nefsine eziyet ettiğini düşünürken birisi kapıyı çaldı. Bir tabak yemek getirdi, o da yemeği alıp, yere koydu. Mum getirmeğe gitti, gelince bir kedinin yemeğini dökmüş olduğunu gördü. Su bardağını almaya gitti. Mum söndü. Su içmek isterken bardak düşüp kırıldı.
O da;
“Yâ Rabbî! Bu zavallı kulunu imtihan ediyorsun, fakat âcizliğimden sabredemiyorum.” diyerek bir âh çekti. Bu âhtan neredeyse ev yanacaktı.
Bir ses duyuldu:
“Ey Râbia, istersen dünyâ nîmetlerini üstüne saçayım. İstersen, üzerindeki dert ve belâları kaldırayım. Fakat bu dertler, belâlar ile dünyâ bir arada bulunmaz.”
Bu sözü işitince;
“Yâ Rabbî! Beni kendinle meşgûl eyle ve senden alıkoyacak işlere bulaştırma.” diye duâ etti.
Bundan sonra dünyâ zevklerinden öyle kesildi ki; kıldığı namazı;
“Bu benim son namazımdır.” diye huşû ile kılar, hep Allahü teâlâ ile meşgûl olurdu. Hattâ birisi gelip kendisini Allahü teâlâ ile meşgûliyetten alıkoyar korkusuyla;
“Yâ Rabbî! Beni kendinle meşgûl eyle de, kimse senden alıkoymasın.” diye duâ ederdi.


GELSEYDİN





ÖLESİNE

Ben dört duvara,dört duvar bana yabancı

Günlerim geçiyor hep böle acı acı

IZDIRAP



Hapishanede olsaydım belki bir mahkum verirdi slm

Arada uğrardı gardiyanlar konuşurduk azcık kelam

Mahkumlukdan beter inan böle bir yaşam

Acı,ızdırap her an, her dakikam.

HAYALİNMİ

Aynaya baktığımda karşımdaki

Türkü söylerken sözlerimdeki

Kardeşimin gülümseyen yüzündeki

Senmisin yoksa hayalinmi karşımdaki